BURUN ESTETİĞİ ve SAĞLIĞI:
Görüntümüze kattığı estetik biçim dışında burnumuz çok fonksiyonel bir yapıdır. Sağlıklı burun, sağlıklı nefes almamız için elzemdir. Soluduğumuz havayı partiküllerden temizler, havaya belli bir akım şekli verir, ısıtır ve nemlendirir. Hava burun deliklerinden girdiğinde öncelikle kıllar tarafından ön filtrelemeye tabi tutulur. Nazal valv ve konkalar sayesinde belli bir türbülans oluşturulur. Bu türbülans sayesinde içindeki küçük partiküller -tıpkı siklon teknolojili elektrik süpürgelerinde olduğu gibi- merkezkaç kuvvetleri ile burun duvarına itilir. Burun duvarı mukus adı verilen yapışkan bir madde ile kaplanmıştır. Üzerine düşen küçük partikülleri yakalar ve burnun arka kısmındaki savunma odaklarına -ki en bilineni bademcikleridir- iletilir. Mikroorganizmaların büyük bir kısmı bademciklerimizde yok edilirken kalan kısmı da yemek borumuz aracılığı ile mideye gider ve imha edilir. Bu sayede küçük partiküllerin akciğerlerimize kaçması engellenerek ve mikroorganizmaları yok ederek hastalıklardan korunmamız sağlanır.
Burnumuz koku almamız için de gerekli bir yapıdır. Ayrıca orta kulağımızın basıncını dengelemek için de sağlıklı bir burna ihtiyaç duyarız. Zira östaki borusu burnun içine açılmaktadır. Burnun içine açılan sadece östaki midir? Tabii ki hayır. Gözyaşı kanalımız, tüm sinüs boşluklarımız da burnumuza açılmaktadır. Bu sebeple soğuk algınlığı gibi durumlarda kulaklarımızda işitme kaybı, konuşmamızda rezonans bozuklukları ve gözyaşımızın tahliye edilememesine bağlı gözlerimizde yaşarma meydana gelmektedir.
Tüm bu bilgiler doğrultusunda burun operasyonlarının ne kadar önemli olduğu anlaşılmaktadır. Bu bilgiler ışığında burun üzerinde yapılacak tüm işlemler Plastik cerrahlar tarafından ameliyat öncesi planlanmaktadır. Bu sebeple plastik cerrahlar tarafından yapılan burun ameliyatlarında sonuç mükemmele yakın olmaktadır. Amaç yalnızca güzel görünümlü bir burun değildir. Ameliyatlarımız burnun doğal fonksiyonunu sağladıktan sonra burun şekillendirmeyi amaçlamaktadır. Bu sebeple ameliyat süresinin çoğunluğu fonksiyonun düzeltilmesine ayrılmaktadır.
Burun ameliyatlarında detaylı bir muayene, hastanın şikayetlerinin ve taleplerinin dinlenmesi ve belirlenmesi, gerekirse BT (tomografi) gibi ileri tetkiklerle ameliyat planına hastayla birlikte karar verilmesi sağlanmalıdır. Burun şekillendirirken veya fonksiyon kazandırırken burnun iskeletini oluşturan kemik ve kıkırdakların düzeltilmesi ile işe başlanır. Aşırı deforme veya kaybolmuş iskelet doku desteği ile sağlıklı bir burun oluşturulamaz. Yetersizlikler hastanın çeşitli yerlerinden alınan dokularla giderilebildiği gibi, yapay veya yarı sentetik ürünlerle de giderilebilmektedir. Bu amaçla en sık kullanılan öz dokular kulak, kaburga, kalça ve ön koldur. Yarı sentetik ve sentetik ürünler ise hayvan kaynaklı kıkırdak, aselüler matriksler, medpor ve PDS şeklinde sayılabilir. İnsan öz dokusu non-allerjik, maliyetsiz olduğu için tercih edilmekle birlikte başka bir sağlam dokuyu bozarak sağlandığı ve ikinci bir ameliyat izi oluşturduğu için bazı hastalar ve hekimler tarafından tercih edilmemektedirler. Ancak plastik cerrahinin temeli otolog dokulardır. Hayvan kaynaklı ürünlerin alerji ve doku uyumsuzluğu problemleri yanında maliyet problemleri de mevcuttur. Sentetik malzemeler ise yüksek maliyetleri sebebi ile her zaman tercih edilememektedirler. Ameliyatta yapışmayı önleyici, anti-bakteriyel özellikli özel tamponlar ve anti-enfektif sütür materyalleri kullanılmaktadır. Ayrıca cilt dikişlerinde esnemeyen iplikler yerine ödemle birlikte esneyerek dokunun kesilmesini engelleyen, ödem geçtikten sonra da elastik yapısı sayesinde eski haline dönen cerrahi iplikler kullanılmaktadfır. Dokuların durumuna göre alçı, aliminyum, termoplastik veya selülozik atellerden uygun olanı tercih edilmektedir.
Ameliyat sonrası bir gün hastanede gözlem altında kalan hastalar taburcu edilmektedir. Buz, soğuk uygulama ve benzeri önlemler almamakla birlikte aşırı bir morarma görülmemektedir. Bir hafta sonra burun ateli, tampon ve dikişleri alınan hastanın takipleri başlamaktadır. İki ay gözlük kullanılmaması önerilmektedir.
Burun hem estetik hem de fonksiyonel bir organımızdır. O sebeple yapılacak her türlü girişimde bu detaylar gözetilmelidir. Tüm bu sebepler bile bu bölge operasyonlarının plastik cerrahi uzmanlarınca yapılmasının gerekliliğini ortaya koymaktadır.
“Burun ameliyatı bir kez yapılır” dememiz yanlış olmaz. Çünkü el değmemiş bir burunda işlem yapmak hem hasta hem de hekim için daha kolay ve konforlu olacaktır. Bu sebeple ameliyat olmadan önce çok iyi araştırıp, karar vermek gerekmektedir.
Eskiden burun ameliyatları ağrılı, yüzde morluklara sebep olan; dikiş ve tamponlar alınırken kötü anılar bırakan işlemlerdi. Plastik cerrahların yaptığı burun ameliyatlarında ise ameliyat sonrası ağrı, morluk, kanama veya benzeri istenmeyen etkiler neredeyse hiç görülmemektedir. Gerek ulusal, gerekse uluslararası kurultay ve bilimsel toplantılarda plastik cerrahların tamamına yakınında en az travma ve en kaliteli malzeme desteği ile burun ameliyatlarının yapıldığını görmekteyiz. Bu sebeple standart flasterlerin dahi kullanılmadığı, özel anti-ödem bantların, yapışmayan tamponların, hava kanallı silikon septum desteklerinin ve daha pek çok konfor sağlayıcı ürünün kullanımının istenmeyen olaylara engel olduğu bilinmektedir. Ayrıca ameliyat öncesi çekilen tomografi ve radyolojik diğer incelemeler ameliyata daha hazır başlamamızı sağlamaktadırlar.
Erkek burnu ve kadın burnunda belirgin farklılıklar mevcuttur. Burnu yay gibi bir erkek kadınsı bir ifade sunabilirken, bayan hastalarda geniş bir burun estetik olmayan bir görünüme sebep olmaktadır. Bu temel kurallara ilave olarak hastanın kültürel yapısı, mesleği, yüzünün oranları, kemik yapısı, yaşı gibi etkenler de yapılacak ameliyatta göz önünde bulundurulmalıdır. Altın oran dışında yüze ait pek çok ölçüm ve değer gözetilmelidir. Plastik cerrah olmayan bir kısım estetik meraklısının dolgu yöntemiyle burun köküne dolgunluk yaptıkları ve bunu estetik gibi tanıtmalarını da unutmamak lazım. Burun kökündeki kıvrım estetik bir yapıdır. Aşağıda burun kökü kaybolmuş ve yay gibi eğimlendirilmiş kadınsı bir erkek burnu görülmektedir.