Mezoterapi

4.mezoterapi

MEZOTERAPİ:

      Cilt altına verilen solüsyonlarla ciltte istenilen etkilerin oluşturulması prensibine dayanan bir yöntemdir. Ciltaltı dokulara da etkilidir. Saç dökülmesinin önlenmesi, saçların güçlenmesi, kırışıklıkların giderilmesi, yara izlerinin azaltılması, selülit ve bölgesel aşırı yağlanmanın giderilmesi, cilt sıkılaştırılması, lekelerin ortadan kaldırılması, sivilce ve sivilce skarlarının yok edilmesi amaçlarıyla kullanılabilmektedir.

 

      Organik ve inorganik maddelerden oluşan solüsyonların etki oluşturmak istenen derinliğe özel iğneler, motorlu iğne sistemleri, dermaroller veya tabanca teknikleri ile uygulanmasıdır. Başka tedavilerle kombine edilebilmektedir. Özellikle PRP ile birlikteliği sıktır.  

 

 Uygulanacak bölge kozmetik ürünlerden arındırılmalı ve yıkanmış olmalıdır. Uygulama iğne ile derin enjeksiyon, napaj tekniği ile iğneleme, dermaroler veya elektrikli sistemlerle yapılabilmektedir. Deri ve deri eklerinin yenilenmesi ve güçlenmesi için yapılan uygulamalardır. Cilt altına verilen solüsyonlarla ciltte istenilen etkilerin oluşturulması prensibine dayanan bir yöntemdir. Seanslar ve kürler şeklinde uygulanmaktadır. Bu sebeple sabır gerektiren bir işlemdir. Uygulamada kullanılan maddeler, uygulama tekniği, ugulama derinliği, uygulama yoğunluğu, uygulanan bölge ve seans sıklığı etkinlikte önem taşımaktadır. Saç dökülmesi için öncesinde ve sonrasında PRP aralarda mezotrapi etkili olmaktadır. Selülüit ve yağ tedavilerinde ise beslenme, spor ve masaj önerilmektedir. Mezoterapi sonrası ciltte açılmış olan küçük kanalcıklardan dolayı ilk 24 saatte su ile temastan kaçınılmalıdır. Bazı durumlarda bariyer oluşturmak, cildi rahatlatmak veya morarmaları önlemek amacı ile cilde özel kremler önerilebilir.

 

     

 

6.dermaroller

DERMAROLLER:

      Üzerinde zirkonyum, titanyum, altın veya paslanmaz çelik iğneler bulunan silindirlerdir. İki amaçla kullanılmkatadırlar:

      1- Cilt üzerinde küçük delikler açarak, cilt ve ciltaltı dokulara istenilen maddelerin ulaştırılması sağlamak.

      2- Oluşturulan küçük deliklerde yara iyileşmesi sürecinde kollojen sentezini artırarak doku sıkılaşması sağlamak. 

 

 

Dermaroller tek başına kullanılabildiği gibi mezoterapi, PRP gibi yöntemlerin bir parçası olarak da kullanılmaktadır. Dermaroller ile aynı prensipte çalışan ancak düz bir yüzeye yerleştirilmiş iğneleri olan tipleri de mevcuttur ve bunlara stampa denir. Bunların yanında motorlu dermaroller cihazları da mevcuttur. Motorlu dermaroller cihazlarının avantajı iğne derinliklerinin ayarlanabilmesi ve daha geniş alanlara daha hızlı uygulanabilmesidir. İğne derinliği ayarlanabildiği için de her bölge için ayrı dermaroller yerine tek bir iğne sistemi ile istenilen her bölgeye uygulama yapılabilmektedir.

      Dermaroller uygulama öncesi lokal anestezik kremler kullanılabilmektedir. Ancak bu anestezik kremler dermaroller uyumlu olmalıdır. İşlem sonrasında da yatıştırıcı uygulanabilmektedir. Seanslar halinde yapılabildiği gibi tek başına dermaroller uygulamaları ev ortamında kişinin kendi kendine uygulaması ile de yapılabilmektedir. Ancak önerimiz mezoterapik bir kokteyl ile birlikte kullanılmasıdır -ki bu şekilde daha fazla ve daha uzun etkiler ortaya çıkmaktadır-.

 

Farklı boydaki iğneleri ve farklı genişlikteki yapıları ile farklı cilt kalınlığı olan bölgeler ve uygulamalar için geliştirilmiş cihazlardır. Cilt üzerinde açtıkları küçük delikler sayesinde cilt ve ciltaltı dokulara istenilen maddelerin ulaştırılması sağlanmaktadır. Ayrıca oluşturulan küçük deliklerde yara iyileşmesi başlayacağı için kollojen sentezi artmakta ve doku sıkılaşması sağlanmaktadır. 

      

 

7.dermabrazyon

DERMABRAZYON:

      Mekanik bir yöntemle epidermis ve dermisin bir kısmının aşındırılmasına dermabrazyon denilmektedir. Genellikle dönen bir elmas törpü ile uygulanır. Uzaklaştırılan dermis ve epidermis tekrar sentez edileceğinden yenilenmiş ve canlanmış olacaktır. Kullanılacak bölge ve hedeflenen derinliğe göre kazıyıcı başlıkların şekli, yapısı ve uygulama dönüş hızı ayarlanmalıdır.

      Uygulama lokal anestezi ile ve steril şartlarda yapılmalıdır. Uygulama öncesi bölge temizlenmeli ve asepsi uygulanmalıdır. Uygulama sonrası özel yatıştırıcı ajanlar uygulanabilmektedir. Yara iyleşme süresince kötü ve kabuklu bir görünm olacağını unutmamak lazımdır. Ancak dermabrazyon sonrası bakım ve özellikle güneşten korunma ihmal edilmemelidir. Bazı durumlarda proflaktik antibiyotik kullanılması gerekebilmektedir.

 Tatuaj (dövme) gibi izlerin giderilmesi amacı ile de dermabrazyon kullanılabilir. Derin olmayan tatuajlarda sonuç mükemmele yakındır. Acemi kişiler tarafından veya özensiz yapılarak derin dermise/subdermise yapılan dövmeler ise kötü skar bırakacağı için dermabrazyon tekniği ile giderilmemelidir. 

      Sivilce izleri ve keloidler de dermabrazyondan fayda görecek durumlardır. Ancak dermabrazyon sonrası bakım ve özellikle güneşten korunma ihmal edilmemelidir.

 

8.peeling

PEELİNG:

      Fiziksel veya kimyasal bir yöntemle epidermis ve dermisin bir kısmının aşındırılmasına peeling denilmektedir. Yani dermabrazyonun ilaçla yapılan hali denilse pek yanlış olmaz. Ancak ciddi farklılıkları olduğu unutulmamalıdır.  Genellikle kimyasal peeling uygulanmaktadır. Bu amaçla düşük potensli asitler kullanılmaktadır. Aşındırılan dokular rejenerasyona gideceği için tazelenmiş ve yenilenmiş olacağı prensibinden yola çıkılmaktadır.

      Uygulama öncesi cilt hazırlığı yapılmalıdır. Bu amaçla lekelenmeyi önleyici ve cilt rejenerasyonunu kolaylaştırıcı ajanlar ve tedaviler verilmelidir. Bunların başında retinol, askorbik asit ve kojik asit gelmektedir. Ön hazırlık cilt tipine ve amaca göre değişiklik göstermekle birlikte 2-6 ay öncesinden başlanabilmektedir. Uygulama öncesi 2-10 gün öncesinden kesilmesi gerekebilecektir. 

 

      Uygulanacak bölge temizlendikten sonra alkol veya eter ile organik atıklardan arındırılmalıdır. Uygulama sonrası güneşten çok ciddi bir şekilde korunmalıdır. Güneş kremi, şapka, gözlük, şems,ye ve benzeri önlemlere dikkat edilmelidir. Seanslar halinde uygulanacağından ve bazı durumlarda başka peeling ajanları ile kombine edilebileceği unutulmamalıdır. Tıptaki hiç bir uygulama gibi kesin ve önceden ölçülebilir bir sonucu yoktur. 

      Akne izleri, kırışıklıklar, lekeler ve skarların tedavisinde etkin bir yöntemdir. Uygulama öncesi ve sonrası tedaviler gerekmektedir. Ayrıca güneşten korunma şarttır. Bu sebeple çoğu kimyasal peelingin yazın uygulaması sıkıntılı ve sakıncalı olabilmektedir. 

      Uygun bir ortamda uygulanması ve ilk denemenin daha az görünen bir deri bölgesinde yapılması önerilmektedir. Soğutucu (klima, vantilatör) cihazların bulunması ve nötralize edici kimyasalların hazır tutulması önemlidir. Dermabrazyona göre daha hassas bir yöntemdir.

 

9.peloid

PELOİD:

      Çamur terapisi halk arasında çamur banyosu ve maskesi olarak bilinmektedir. Doğal yollarla jeolojik ve biyolojik olaylar sonucu kendiliğinden oluşan özel çamurlar kullanılarak yapılan tedavi biçimidir. Dejeneratif romatizmal hastalıklar, kronik eklem ağrıları, deri ve kas hastalıklarında binlerce yıldır kullanılmaktadır. Güzellik amacı ile kullanımı da bir o kdadar eskiye dayanmaktadır.  Ülkemizde tamamlayıcı tedavi olarak kabul edilmiş olup, çeşitli coğrafi bölgelerimizde farklı amaçlarla kullanılan peloid yatakları mevcuttur. 

      Peloidlerin içerdiği biyolojik maddeler yanında iyonik mineraller de önem taşımaktadır. En sık kullanımı cilt gençleştirme amaçlı olmaktadır. Deri üzerindeki florayı dengeleyerek, cildin pH ve yağlılık deecesini düzenleyerek etki etmekle kalmaz; cildin yenilenmesi, ölü dokuların uzaklaştırılması, deri metabolizmasının hızlanması ile de etki oluşturmaktadır.

Sıcaklık iletimleri yavaş olduğundan termal sulardan daha iyi tolere edilebilmektedirler. Yaklaşık 37 oC su ile 40-41 oC peloid benzer şekilde algılanmaktadır. Bu sebeple peloid tedavisi ile peeling, mezoterapi, ısı ve masaj etkisiyle fizik tedavi gibi etkiler tek seferde kullanılabilir hale gelmektedir. Sonuç olarak kullanıldığı yere göre değişiklik gösterse de özellikle yüzdeki uygulamalarda yüz kaslarında gevşeme, ölü dokularından arınmış, pH dengesi sağlanmış, siyah nokta ve sivilcelerden arındırılmış, dinlenmiş ve yenilenmiş bir yüz elde etmemizi sağlamaktadır.

      Kısaca ölü dokuları uzaklaştırarak cilde tazelik sağlar. Alternatif olarak bazı bitki ve canlı dokulardan üretilen; maske olarak kullanılan çeşitleri de mevcuttur. Altın, havyar, kollojen, bitki özlü çeşitleri bulunmaktadır. Temelde hepsinin yaptığı ve amaçladığı ortak noktalar bulunmaktadır. Ticari olarak kutulanmış kullanıma hazır formları, kliniklere yönelik özel fromları ve maske gibi kullanıma uygun formları bulunmaktadır.

 

 

10.ip uygulamaları

İP UYGULAMALARI:

      Ciltaltına uygulanan ve genellikle PDO denen bir cerrahi iplik hammaddesinden üretilmiş ipliklerle kollojen uyarılmakta ve doku sıkılaşması, gerginlik ve yenilenmesi amaçlanmaktadır. Bu etkilere ilave olarak bazı iplerde kanca ve koni gibi yapılar mevcut olup; dokuyu asmak veya germek de mümkün olabilmektedir.

Örümcek ağı, baklava dilimi, örgü gibi adlarla anılsa da temel prensip değişmemektedir. Oluşan yeni kollojen ve fibrozis neredeyse kalıcı bir etki oluşturmaktadır.

      Uygulama bölgesine ve istenilen etkiye göre farklı boy ve özellikte ipler kullanılmaktadır. Uygulama sonrası 2 gün aşırı ovalama hareketi önerilmemektedir. Bir hafta süre ile askı maskeler uygulandığında sonuç daha hızlı ve kalıcı olarak görülmektedir.

 

  1. lazer-IPL

LAZER & IPL:

      Yoğunlaştırılmış ışık tek tip dalga boyundan oluşuyorsa LAZER, farklı dalga boylarından oluşuyorsa IPL adını almaktadır. Farklı lazer tipleri ile farklı uygulamalar yapılabilmektedir. Epilasyon, leke tedavisi, yüz gençleştirme, cilt sıkılaştırma, skar tedavisi, pigmente lezyonların tedavisi, damarsal lezyonların tedavisi uygulamaların bir kısmını oluşturmaktadır. 

 

      Günümüzde lazer cihazları ultrasound, radyofrekans gibi tekniklerle kombine edilebilmektedir. Lazer tedavilerinde deneyim çok önemlidir. Sonucun yetersiz veya komplikasyonla sonlanmaması için güvenilir bir merkezde, güvenilir bir uzman hekime başvurulması büyük önem arz etmektedir.

 

      Lazer öncesi ağrıyı azaltıcı lokal anestezik kremler, lokal anestezik enjeksiyonlar ve soğutucular kullanılmalıdır. Daha da önemlisi uygulama sırasında lazerin soğutma sisteminin etkili bir biçimde çalışması, koruyucu gözlük ve benzeri önemlerin alınması gerekmektedir. Uygulama sonrası diğer kozmetik uygulamalara benzer şekilde, cilt yatıştırıcıları, renk bozuklularını önleyici ajanlar, güneşten korunma gereklidir.

 

 

  1. radyofrekans – usg

RADYOFREKANS:

      Rodyo dalgaları ile dokularda ısı artışı ve kollojen aktivasyonu sağlanması prensibine dayanmaktadır. Cilt derinine uygulamak için özel aparatları ve farklı tipleri mevcuttur. Diğer kozmetik uygulamalarla kombine edilebilmektedir. Doğru hastaya, doğru cihazla ve deneyimli bir hekim tarafından uygulandığında sonuçlar muhteşem olacaktır.

      Dokulardaki su moleküllerinin hareketlenmesini sağlayan radyo dalgaları ısı artışına sebep olmaktadır. Bu sayede fibroblastların aktivasyonu ve kolojen sentezi sağlanmaktadır. Kolojen dokuların sıkılığı ve sağlamlığını belirleyen bir yapıdır. Su tutarak dokunun canlılığına katkıda bulunmaktadır. Ayrıca oluşan sıcaklık hücre yapısını da yok etmektedir. Bu sayede yaşlı hücreler yok edilmekte ve yeni hücre oluşumuna imkan verilmektedir. Hücrelerin yenilenmesinin yanı sıra kolojen artışı ile bağ doku yenilenmesi, doku sıkılığında artma; kısacası doku geçleşmesi sağlanmaktadır. 

 Doğru hastaya, doğru cihazla ve deneyimli bir hekim tarafından uygulandığında sonuçlar muhteşem olacaktır. İyi bir cihaz, yetenekli bir hekim ve ne istediğini bilen hasta kombinasyonu gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki radyo frekens masum bir teknoloji değildir. Tümör cerrahisinde ve burun cerrahisinde doku yok edici olarak, flep cerrahisinde ise neşter yerine kesici olarak kullanılabilmektedir.  Bu sebeple güzelleşmek uğruna atılacak yanlış adımlardan kaçınılması gerekmekedir.ULTRASOUND:

      Ses dalgalarının tıpta kullanımına görüntüleme yöntemleri ile başlanmıştır. Ancak böbrek taşı kırmaktan güzellik katmaya kadar çeşitli endikasyonlarla kullanılmaya devam edilmektedir. Doku sıkılaştırıcı etkisi radyofrekans cihazlarına benzemektedir. Ancak istenilen derinliğe uygulanması için iğnelere veya özel aparatlara ihtiyaç duyulmamaktadır. Ses dalgalarının istenilen seviyede odaklanması ile doku derinliği değiştirilebilmektedir. Tüm kozmetik ve estetik işlemlerde, ehil olmayan uygulayıcıların elinde sonuçlar aşağıdaki gibi olabilmektedir.

 

  1. plazma enerjisi

Plazma Enerjisi :

      Maddenin hallerini katı, sıvı gaz ve plazma enerjisi şeklinde tanımlıyoruz. Aslında yüksek enerji altında havadaki gaz moleküllerinin ışık enerjisi saçarak oluşturduğu fiziksel etkiyi kullanıyoruz -enerji kürelerinde kullanıldığı gibi-. Bu enerjiyi kontrollü olarak istediğimiz miktar ve yoğunlukta, dilediğimiz bölgeye uygulamamızı sağlayan cihazlar mevcuttur. Ülkemizde de farklı marka ve kombinasyonlar şeklinde bu cihazlar kullanılmaktadır. Bunlar kablosuz portatif cihazlar veya kombine büyük cihazlar şeklinde olabilmektedir.

Özellikle ciltteki iyi huylu lezyonların yok edilmesinde çok başarılıdır. Halk arasında “et beni” diye adlandırılan skin tag tedavisi buna en güzel örnektir. Ayrıca göz çevresinde kolesterol birikimine bağlı oluşan xantalezma lezyonlarında da iyi sonuçlar alınmaktadır. Opersyon engeli olan malign cilt tümörlerinde de kullanılması olasıdır.Kozmetik anlamda ise en sık kullanıldığı yer üst göz kapağı estetiğidir. Plazma enerjili tedavilerde deneyim çok önemlidir. Sonucun yetersiz olması veya istenmeyen şekilde komplikasyonlarla sonlanmaması için güvenilir bir merkezde, güvenilir bir uzman hekime başvurulması büyük önem arz etmektedir. Zira yeni teknolojilerin satın alınması güzel bir altyapı sağlasa da o teknolojiyi doğru kullanmayı bilmeyen kişilerin elinde sonuçlar bazen bir facia olmaktadır. 

      Uygulama öncesi ağrıyı azaltıcı lokal anestezik kremler, lokal anestezik enjeksiyonlar ve soğutucular kullanılabilir. Uygulama sonrası diğer kozmetik uygulamalara benzer şekilde, cilt yatıştırıcıları, renk bozuklularını önleyici ajanlar, güneşten korunma gereklidir.

 

  1. kök hücre

KÖK HÜCRE:

      Kök hücre vücutta işlev gören tüm hücrelere dönüşebilen, çoğalabilen bir hücre çeşidi olup, son yıllarda bir çok çözümsüz hastalığa çare olarak görülmektedir.  Kemik iliği başta olmak üzere vücudumuzda bulunan bu hücreleri gerek hastalıkların tedavisi, gerekse de hasarlı dokuların yenilenmesi amacı ile kullanmaktayız. 

 

      Kemik iliğimizdeki kök hücrelere ulaşmak zor ve zahmetli bir iş olduğu için kendi branşımızda daha rahat ulaşabildiğimiz yağ dokumuz içindeki kök hücreleri kullanmaktayız. Bazı durumlarda özel bögelerdeki yağ dokuları tercih edilmektedir. Buna en iyi örnek saç tedavilerinde kullandığımız saçlı deri yağ hücreleridir. 

 Lokal anestezi altında, aç beklemeye gerek kalmadan yapılabilen 10 – 15 dk süren bir işlemdir. Kendi kök hücreleriniz içine hiç bir yabancı madde eklenmeden ayrıştırılıp, gerekli bölgelere enjekte edilmek sureti ile kullanılır. Bu işlem için bir öğlen arası ayrılması bile yetmektedir. Bu yöntemin etkinliği konusunda şahsen pek umutlu değilim. 

 

      Bu yöntemle cilt canlılığını ve parlaklığını yeniden kazanmanın yanında, cildin sıkılık ve elastikiyetini arttırmaya yönelik bir cilt gençleştirme prosedürü olarak kullanılmaktadır. Saç dökülmesi, saç tellerinin ince, cansız ve kırılgan olması, saç seyrekleşmesi gibi durumlarda mükemmele yakın sonuçlar elde edilmektedir.