Yaralar

ISIRMA YARALARI:

      İnsan veya hayvan ısırıkları sabunlu su ile yıkanmalı ve bol su ile durulanmalıdır. En yakın acil birimine başvurulması önemlidir. Isırık yaraları genellikle hemen dikilmezler. Bu gibi durumlarda enfeksiyon hastalıkları uzmanının önerilerine ilave olarak steril ıslak pansuman ile takip gereklidir.

 

 

İnsan ısırık yaraları bazen hayvan yaralarından daha tehlikeli mikroorganizmalarla enfeksiyon oluşturabileceği için daha çok risk taşımaktadır. 

 

 

TRAVMAYA BAĞLI YARALAR:

      Düşme, trafik kazası ve darp gibi travmalar sonucunda oluşan yaralarda temizlik ve güneşten korunma önemlidir. Bebek şampuanı ile yıkamak genelde yeterli temizliği sağlar. Kabuklu yaraların üzerine sürülen pomadlarla yumuşatılarak kabuklar uzaklaştırılır.  Göz çevresindeki yaralara antibiyotikli göz pomadları kullanılmalıdır. Yaralar kapandıktan sonra güneş koruyucu kremlerin 3-6 ay kullanılması önerilir.

 

 

CERRAHİ YARALAR:

         Ameliyat sonrası yara bakımları cerrahın önerdiği şekilde yapılmalıdır. Zira her cerrahi işlemin ve her cerrahın tarzı ve deneyimi farklıdır. 

      Bizim ameliyatlarımızda aksi bildirilmedikçe ilk 48 saat su ile temas yoktur. Genellikle 24 saat sonra ilk pansuman açılır ve tarif edildiği gibi pansuman yenilenir. Dikişlerin üzeri baticon ile silindikten sonra kuruması beklenip, ince bir tabaka oluşturacak şekilde antibiyotikli pomad sürülerek gazlı bez ile kapatılır. 48 saat sonra pansuman açıldığında öncelikle bebek şampuanı ile yıkanır. Baticon ve pomad uygulanarak açık bırakılır. Yüz bölgesindeki dikişler 24 saat sonra bile pomad sürülerek açık bırakılabilir; özellikle istenmemişse baticon uygulanması gerekmez. Krem veya pomad sürerken çok ince bir tabaka uygulanmalı, dudak parlatıcısı gibi görünmelidir. Aşağıda solda kötü yıkanmış, üzerinde kabuklanmaları bile temizlenmemiş, uygun olmayan bir dikiş; sağda ise temiz yıkanmış ve kremlenmiş bir dikiş görülüyor.

 

      Alçı, korse, özel giysi veya sentetik atel kullanan hastalar pansumanlarını aynı şekilde yaptıktan sonra korse/atellerini kullanmaya devam edeceklerdir. Yara yerini yıkamaktaki amacımız kan, kabuk, pıhtı ve eski krem artıkları ile ölü dokuların uzaklaştırılmasıdır. Okşar gibi yapılan yıkamalar istenilen sonucu vermemektedir. Aşırı krem sürüldüğünde cilt yumuşar / cıvık bir hal alır ve rengi açılır. Bu durumda BİR pansuman krem/pomadsız yapılır, bol baticon uygulanır. Sonra eski sıklığında devam edilir.

 

 

YARA İZİ, SKAR, HİPERTROFİK SKAR, KELOİD

      Yaralanmalar özellikle künt travmalar sonrası açık yara oluşmuşsa kötü bir iz bırakacağı beklenmelidir. Kesinin kim tarafından dikildiği kadar, nasıl, hangi şartlarda, hangi materyallerle dikildiği de önemlidir. Bundan sonrası yara bakımı ve pansuman ile çözülecektir.

      Hipertrofik skar tanımı yara izinin sert ve kabarık olduğu durumlarda kullanılmaktadır. Asıl sebep hastanın yara iyileşme bozukluğudur. Yara bakım ve tedavi yeterseizliği ise tuz biber olur.

 

 Keloid ise yara izinin yaradan daha geniş, büyük, sert ve kabarık olarak iyleştiği kötü bir durumdur. Kişinin kendi özelliğidir. En sık omuz, göğüs ve kulak memesi çevresinde görülür. Ailesel yatkınık mevcuttur. Keloid yatkınlığı olduğu bilinen birine cerrahi bir işlem yapılacaksa önlemler alınmalıdır. Ancak tüm önlemlere rağmen vücudun galip gelebileceği unutulmamalıdır.Her durumun tedavi seçenekleri mevcuttur. Contractubex krem en bilinen tedavilerden biridir. Doğru zamanda ve doğru şekilde kullanılmadığında üzücü sonuçlar doğurabilmektedir. Steroid enjeksiyonu seanslar halinde uygulanan ağrılı bir işlemdir. Silikon jel ve yapraklar da kullanılan önleme alternatiflerindendir. Dermabrazyon, mezoterapi, lazer, peeling, cerrahi de seçenekler arasındadır. 

      Hassas ciltli hastaların ameliyatlarında dikiş tekniği ve ipliği özenle seçilmeli, gerekirse özel iplikler ve ameliyat sonrası özellikli pansuman malzemeleri kullanılmalıdır.  Ameliyat sonrası korunma, bakımı ve takiplerine özen gösterilmelidir. Önlem amaçlı silikon kullanmanın ucuz ve etkili bir yöntem olduğu unutulmamalıdır. 

 

*TIRNAK BATMASI

      Ayak kemiklerinin yapısı ve ayakkabı uyumsuzluğu en sık sebeptir. Dar burunlu, sivri ve topuklu ayakkabılar tırnak batmasını kolaylaştırmaktadır. Bunların dışında ayak tırnaklarının usulüne uygun olmayan şekilde kesilmesi de sık sebeplerdendir. 

      Ayak tırnaklarını keserken el tırnaklarından farklı olarak bir miktar uzun bıraklılmalı ve düz şekilde kesilmelidir. Kenarları hafif ovalleştirilmeli ancak eğimli kesilmemelidir.

 

Tırnak battığında cerrahi işlemlerden önce denenmesi gereken bir takım yollar mevcuttur. Bunların başında ilaç tedavileri ile enfesiyon ve şişlikleri önlemek gelmektedir. İlave olarak ağrı azaltılmalıdır. Bundan sonra ayak temizliği -özellikle bebek şampuanı ile günlük yıkama ve durulama sonrası antiseptik uygulaması- önerilmektedir. Tırnak törpüsü veya tırnak cila törpü seti ile tırnak kademeli olarak inceltilmelidir. Son olarak katı vazelin veya antibiyotikli pomad ile tırnağın yumuşak kalması sağlanmalıdır. İlk bir kaç gün sargılı pansuman uygulansa bile sonraki günler yalnızca çorap giyerek dış ortamdan uzak tutulması yetecektir. Ödem ve ağrı azaldıkça tırnağın battığı deri bastırılarak tırnak altına itilmelidir. Bu şekilde tırnak etin üstüne çıkartılmalıdır. Bu tedavi ve bakımla bir süre sonra tırnak uzayarak batmayacak hale gelecektir. İlave olarak tırnağın tekrar batmaması için tırnak altına pamuk, serum hortumu veya angiocut koruması şekillendirilerek uygulanabilmektedir.Tüm bakım ve tedavilere rağmen önlenemeyen tırnak batmaları için “uygun vakaya, uygun teknik” prensibi ile cerrahi tedaviye geçilebilir. Burada kast edilen tırnağın çekilmesi değildir. Batma potansiyeli taşıyan tırnak ve tınak yatakları (germinal ve steril matriksler) revize edilmelidir. Operasyon lokal anestezi ile uygulanmaktadır. Bir süre üzerine basılmaması önerilir ve genelde 2-3 hafta sonra dikişler alınır Diğer cerrahi yaralar gibi bu operasyon sonrasında da 48 saat sonra su ile yıkama önermekteyiz.